mobil-telefon mobil-whatsapp
Erkeklerde Sertleşme Bozukluğu (Erektil Disfonksiyon)

Erkeklerde Sertleşme Bozukluğu (Erektil Disfonksiyon)

Sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, yeterli bir sertleşme sağlayamama ya da cinsel etkinlik bitene dek bunu sürdürememeye “sertleşme bozukluğu” denir. Tüm erişkin erkeklerin %10-20’sinde görülmektedir, 40-70 yaşları arasındaki erkeklerde %52 oranında görülmektedir. Yani sertleşme bozukluğunun görülme oranı yaşla birlikte artmaktadır.

Sertleşme Bozukluğunun Psikolojik Nedenleri

Psikojenik sertleşme bozukluğunun nedenlerini gelişimsel, etkileşimsel, psikiyatrik olmayan ve psikiyatrik nedenler olarak sınıflayabiliriz.

Sertleşme bozukluğunun gelişmesinde rol oynayan, cinsel bilgi eksikliği, yanlış bilgiler, cinsel mitler, yetiştiriliş biçimi, travmatik cinsel deneyimler, baskıcı aile ortamını sayabiliriz. Çift ilişkisinin dinamikleri, iletişim sorunları, çatışmalar, evlilik dışı ilgi veya ilişki, partnerin cinsel isteksizliği sertleşme bozukluğunun ilişkiyle ilgili nedenleridir. Yaşam dönemi ve zorlukları, yaşlanma, sağlıkla ilgili kaygılar psikojenik nedenleri arasındadır.

Ayrıca, performans anksiyetesi, depresyon ve anksiyete bozuklukları sertleşme bozukluğunun psikiyatrik nedenleridir.

Tedavisi Nedene Göre Değişmektedir

Sertleşme bozukluğunun tedavisi nedene bağlı olarak değişmektedir. Eğer bedensel bir hastalık söz konusuysa, herhangi bir psikiyatrik hastalığa bağlı ortaya çıkmışsa öncelikle bu hastalıklar tedavi edilmelidir. Eşle ilgili iletişim ve ilişki sorunlarına bağlı olarak ortaya çıkmışsa öncelikle evlilik terapisi uygulanmalıdır.

Sertleşme bozukluğunun sebebi organik de olsa, zaman içinde bu kişilerde psikolojik sorunlar eklendiği için mutlaka psikolojik destek almalıdırlar.

Psikolojik nedenler varsa, cinsel terapi uygulanmaktadır. Cinsel terapiye erkekle birlikte eşinin de gelmesi, süreci hızlandırmaktadır. Öncelikle bireysel olarak kadın ve erkeğin cinsel yaşam öyküleri ve evlilik öyküleri alınır. Bu şekilde kendilerine en uygun terapi planı hazırlanır ve çift olarak terapiye başlanır.